SESSIZ YARA

[i]Aitlik! Butun cocukluk gulumseyisini ve safligini senden alip goturen korkunc duygu... Koltuk degneklerine hic ihtiyaci yokken sakatlik numarasina yatmis sapasaglam bir adamin kafatasinda olusmus korkunc yara. Hicbir zaman, pazara ve okuyucuya sunulmasi kaygisi tasimayan sairlerin kendi siirlerinin tek kisi tarafindan dahi okunmasini bekleme safligi ve bu korkuyu gozetmek kaygisi. Oysa insan asla yastik altinda gizlenmis bir kimlige sahip olmamali. Ne aldatmali karsidakini ne de gelisen olaylar karsisinda aldanmali. Kizillasmali ama bunu umursamamazlik olarak algilamadan, tarihsel gelisimin kaidelerini anlayarak; uzmanlasmali ama burjuva entellektueli olarak degil, pratik ile butunlesen bilgiye siki siki sarilarak. Bizim ve sizin tarihsel olarak ortaya ilk cikis eylemimiz ayni zamanda kendimizi ortadan kaldiran ilk eylemimizdir. Sonunda tum hayatlarin kendi kendilerinin birer temsilcisi haline geldigi an ayni zamanda gereksizligini de ortaya koyan eylemin yaraticisidir. Simdi hangi bilimsel tapinaktir ki beni benimi yuceltip zorunlu olarak gecilecek duraklari mutlak mesken ilan ediyor ve ona gore yasiyor. Edis ile olus arasinda santimlik mesafelerin degil binlerce kilometrelik uzakliklarin oldugunu tecrube ediniyoruz. Evet dostlarim; `Bir sey hem bulundugu yerdedir hem de degildir`. Bu izafidir ve izafi oldugu icin degiskendir. Verili durumun sabiti sadece anligin gosterdiginin izahi ve aciklayicisi olabilir. Bir degisken ise, verili durumun soyutlamalarinin bir baska anliktaki ifadesini bize izah eder. Durum sabitinin bize verdigi denklemin degiskeninin farkli zaman araliklarinda bizim icin cikardigi sonuc akla ve gercege uygun olmayan kahredici bir sendromun izlerini tasiyor. Surekli hareket eden, ilerleyen anliklarin biriktirdikleri, dusunsel dunyasi buna uygun olamayanlarin yanilgili hareketlerine her an kafalarinda patlamaya hazir bir balyozun bulundugu sinyalini veriyor. Bunun icin anlatacak bir hikayemiz olmalidir. Eger kendi hikayelerini anlatamazsan yasama, o senin icin hazir kilif hikayeler tasarlayacaktir durmadan. Bu da hakikate degil en fazla onun taklit edilmis bicimlerine goturur bizi. Yakamizda hayli bir toz birikmis, simdi bunlarin hepsini kendi balkonumuzda cirpmak istiyoruz. Bunun icin butun kimliklerimizi, aitligimizi yakmakla basliyoruz ise cunku hergun silindir gibi uzerimizden gecen; kor, sagir ve ilgisiz hale getiren sey budur bizi. Bu kesinlikle geriye gidis degil ilerinin guzellik bahcelerinin tasarisidir ve ona isaret eder baska bir amac gutmeden. bu duygularla uzerimizde iyi durmayan giysileri cikarip tum ciplakligiyla cikiyoruz zamanin karsisina.