En son konular | » BEETHOVEN..Paz Mart 06, 2011 1:29 pm tarafından heval» CAN YÜCEL..Paz Mart 06, 2011 1:27 pm tarafından heval» CHARLES BUKOWSKYPaz Mart 06, 2011 1:25 pm tarafından heval» ZAMAN KİMDE TÜKENİRPaz Mart 06, 2011 1:20 pm tarafından heval» V for vendettaPaz Kas. 21, 2010 1:14 pm tarafından heval» hoşgeldin dilekCuma Kas. 19, 2010 10:16 am tarafından heval» HANGİSİ DAHA ZORPerş. Kas. 18, 2010 11:53 am tarafından heval» HİKAYELER.Perş. Kas. 18, 2010 11:46 am tarafından heval» KUMARBAZ..Salı Ekim 05, 2010 9:55 am tarafından heval» ALAMUT KALESİ HASAN SABBAHSalı Ekim 05, 2010 9:50 am tarafından heval» GİDECEKSİN BİLİYORUMSalı Ekim 05, 2010 5:56 am tarafından heval» hoşçakal..Cuma Ağus. 27, 2010 5:18 am tarafından heval» aramıza katılan özlemeCuma Ağus. 27, 2010 5:00 am tarafından heval» nana.......C.tesi Ağus. 07, 2010 11:25 am tarafından heval» GiderayakPtsi Haz. 07, 2010 7:15 am tarafından sıdıka |
akısı | |
Istatistikler | Toplam 46 kayıtlı kullanıcımız var Son kaydolan kullanıcımız: banderas_hsyn
Kullanıcılarımız toplam 350 mesaj attılar bunda 310 konu
|
özür dileriz | |
| | ANDREI TARKOVSKY- IVANIN ÇOCUKLUĞU | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
diaspora Admin
Mesaj Sayısı : 146 Yaş : 38 ruh hali : Reputation : 0 Kayıt tarihi : 03/08/08
| Konu: ANDREI TARKOVSKY- IVANIN ÇOCUKLUĞU Salı Ocak 27, 2009 4:17 am | |
| "İlkelerine bir kez olsun ihanet eden insan, hayat ile olan saf ilişkisini yitirir. Bir insanın kendine karşı hile yapması, onun, filminden, hayatından, her şeyinden vazgeçmesi demektir." Andrei TARKOVSKİ. "8 yaşındayız. Hiçbirimiz 19 yaşından büyük değil. Bir saat içinde kurşuna dizileceğiz. İntikamımızı alın." Askerlerin mevzilendiği kilise yıkıntısının duvarlarında bu sözler yazılıdır ve bu Ivan'ın çocukluğunun özeti şeklindedir. Film bir yaz günü genç bir ağacın arkasındaki Ivan'ın görüntüsüyle başlar. Ivan 12 yaşında bir erkek çocuktur. Çiçeklenen bir çayır, kelebekler, bir karaca ve öten guguk kuşunun sesi ve Ivan'ın annesinin görüntüsü ile mutlu bir çocukluk resmedilir ve bu mutlu çocukluk bir kabus olarak sona erer. Sözkonusu görüntüler terk edilmiş bir değirmende uyuyakalmış olan Ivan'ın düşüdür. Ivan aceleyle gerçekliğe döner, dumanların, aydınlatma fişeklerinin altında bataklığı geçerek Dinyeper ırmağının öte tarafına doğru düşman bölgesi içinden geçer. Irmak Ukrayna cephesinde Sovyet bölgesini Nazi işgalcilerden ayırmaktadır. Ivan Kızıl Ordu için casusluk yapmakta, düşman bölgesinin planlarını çıkartmaktadır. Irmağın öte tarafına vardığında Ivan'ın geldiği genç teğmen Galtsev'e bildirilir. Galtsev onun orduya çalıştığına inanmaz, ancak karargaha haber verdiğinde kendisinden Ivan'ı iyi ağırlaması istenir. Yüzbaşı Kholin Ivan'ı almak üzere yola çıkar. Bu arada uyuyakalan Ivan yeni bir düş görür. Ivan'ın annesiyle birlikte içine baktığı bir kuyu içinden resmedilir. Annesi eğer kuyunun içine yeterince bakılırsa bir yıldızın görünebileceğini söyler. Elini suyun üstünde yansıyan ışığa uzatan Ivan artık kuyunun dibindedir. Silah sesleri gelir. Ivan'ın annesi cansız kuyunun yanında yatmaktadır. Ivan'ın annesini ve kızkardeşini Naziler kurşuna dizmiştir. Babası da sınırda ölmüş bir askerdir. Ivan'ın ailesinden kimsesi yoktur. Ivan yetimhaneden kaçmış, partizanlara katılmış ve Nazilerin ölüm kampından kurtulmuştur. Şimdi de kendisini koruyup gözeten subaylar Katasonov, Kholin ve Gryaznov'dan kaçmaya çalışmaktadır. Çünkü bu askerler, Ivan'ı cephe gerisindeki askeri okula göndermek istemektedir. Bunun nedeni filmde açıkça belirtilmez. İzleyiciden sonuç çıkartması beklenir. Ivan devam etmek ister ve kaçar. Yolda evinden geriye kalanları bir araya getirmeye çalışan, şaşkın, aklını yitirmiş yaşlı bir adamla karşılaşır. Düş, savaşın gerçekliği, kabus ve hayal içiçe geçmiştir. Ivan'ın inadı galip gelir ve Gryaznov Ivan'ın orduda kalmasına ikna olur. Kholin ve Galtsev görevine devam etmesi için bir botla Ivan'ı ırmağın öte tarafına bırakırlar. Irmağın öte tarafında Naziler iki Kızıl Ordu askerini öldürüp bir ağaca asmışlardır. Ivan karanlıkta kaybolur ve bir daha kendisinden haber alınamaz. 1945. Kızıl Ordu Berlin'e girmiştir. Galtsev Gestapo karargahındaki askerlerden biridir ve Nazi bürokrasisinin kurşuna dizilen ve idam edilen herkes için tuttuğu dosyaları gözden geçirmektedir. Sonunda bir dosyanın üzerinde Ivan'ın resmini görür. 12 yaşındaki Ivan, sahilde oyun oynayarak geçirilecek bir çocukluğu cephede geçirmiş ve darağacında sonlandırmıştır. Sembolizm: Tarkovski hızlı ve keskin sahne geçişleriyle savaş gerçeğinin düşle, hayalin kabusla içiçe geçmişliğini yansıtır. Kızıl Ordu'yu Berlin'de resmeden sahnelerdeki belgesel anlatım, filmin düşsel-gerçekçi kurgusuyla içiçe geçer. Kayın ormanında geçen sahneler birlik doktor yardımcısı Masha'yla Kholin ve Galtsev arasındaki savaşla gölgelenmiş bir aşk üçgenini ima eder. Ancak bir yandan herşeyi kuşatan orman, bir yandan tehdit edici, labirent benzeri bir görüntüye sahiptir. Savaş insani olan herşeyin üzerini örtmüştür ve geriye kalan insanilikle insan dışılık arasındaki dehşettir. Düşlerin ve düşle gerçek arasındaki sahnelerin dışında, gerçeklik sürekli karanlıktır. İnsanların gölgeleri keskindir ve kendilerinden büyüktür. Savaş sessizlikle temsil edilir. Kholin'in bir sahnede söylediği gibi savaş sessizliktir ve sahne zaferi kutlayan askerlerin, yani barışın gürültüsüyle kesilir. İlk sahnede genç bir ağacın arkasında gördüğümüz Ivan, son sahnede ölü bir ağacın önünde karşımıza çıkar. Ivan çocukluğu olmayan bir çocuktur. Kendini intikama adamıştır, ancak öldürmek düşüncesiyle karşı karşıya kaldığında paniğe kapılır. Böylece Tarkovski bir yandan insanın insanüstü yanını, savaşın insanüstü kahramanlıklara yer vermediğini, bir yandansa insanın hem başkasını, hem de kendini yıkıcı yanını dile getirir. Ön plana çıkan doğanın yaratıcı, kuşatıcı yanı, insanın yıkıcı yanıyla bir araya gelir. Böylece sosyalist gerçekçiliğin mekanik insan ve doğa algısı diyalektik bir şekle dönüştürülür ve ideal kahramanların olmadığı bir savaş karşıtlığı belirginlik kazanır. Bu yanıyla film dönemdaşı olduğu başka Sovyet 2. Dünya Savaşı filmlerinden ayrılır. Tarkovski'nin filmde sosyalist gerçekçilikten ayrıldığı bir diğer nokta anlatısıdır. Gerçekliği kendi "devrimci gelişimi" içinde resmetmeyi öneren sosyalist gerçekçiliğin aksine, Tarkovsky anlatısal bir belirsizlik ve nedensel bir muğlaklığı tercih eder. Bu özellikle İvan'ın neden cephe gerisine gönderilmek istendiğinin açıkça belirtilmemesinde, daha çok izleyicinin yorumlarına açık kapı bırakılmasında kendini gösterir. Bu da, her ne kadar film Tarkovski'nin Sovyet yöneticileri tarafından en olumlu olarak karşılanan filmi olsa da, İvan'ın Çocukluğu'nun politik olarak eleştirilmesini getirmiştir. Filmde Tarkovski bir çocukluğun savaşla nasıl mahfolduğunu gösterir. Gerçeklik sürekli yabancılaştırıcı anılar ve düşlerle kesilir. Bu anılar ve düşler bir çocuğun elden kaçmış mutluluğuyla şiddeti ve savaşı karşı karşıya getirir. Savaşın korkunçluğunun gelecekteki uzantısı da filmde ön plana çıkar. Böylece çocuksuluk ve aslında gerçek olmayan bir kahramanlık arasındaki geçiş karamsar bir tabloya dönüşür. | |
| | | | ANDREI TARKOVSKY- IVANIN ÇOCUKLUĞU | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |