En son konular | » BEETHOVEN..Paz Mart 06, 2011 1:29 pm tarafından heval» CAN YÜCEL..Paz Mart 06, 2011 1:27 pm tarafından heval» CHARLES BUKOWSKYPaz Mart 06, 2011 1:25 pm tarafından heval» ZAMAN KİMDE TÜKENİRPaz Mart 06, 2011 1:20 pm tarafından heval» V for vendettaPaz Kas. 21, 2010 1:14 pm tarafından heval» hoşgeldin dilekCuma Kas. 19, 2010 10:16 am tarafından heval» HANGİSİ DAHA ZORPerş. Kas. 18, 2010 11:53 am tarafından heval» HİKAYELER.Perş. Kas. 18, 2010 11:46 am tarafından heval» KUMARBAZ..Salı Ekim 05, 2010 9:55 am tarafından heval» ALAMUT KALESİ HASAN SABBAHSalı Ekim 05, 2010 9:50 am tarafından heval» GİDECEKSİN BİLİYORUMSalı Ekim 05, 2010 5:56 am tarafından heval» hoşçakal..Cuma Ağus. 27, 2010 5:18 am tarafından heval» aramıza katılan özlemeCuma Ağus. 27, 2010 5:00 am tarafından heval» nana.......C.tesi Ağus. 07, 2010 11:25 am tarafından heval» GiderayakPtsi Haz. 07, 2010 7:15 am tarafından sıdıka |
akısı | |
Istatistikler | Toplam 46 kayıtlı kullanıcımız var Son kaydolan kullanıcımız: banderas_hsyn
Kullanıcılarımız toplam 350 mesaj attılar bunda 310 konu
|
özür dileriz | |
|
| HAYAT....! | |
| Yazar | Mesaj |
---|
diaspora Admin
Mesaj Sayısı : 146 Yaş : 39 ruh hali : Reputation : 0 Kayıt tarihi : 03/08/08
| | HAYAT....! | |
Okulun ilk günü, ilk derste profesörümüz, önce kendini tanıttı, sonra "Bu yıl, yepyeni bir öğrencimiz var. Çok ilginç biri, bakalım bulabilecek misiniz? dedi... Ayağa kalkıp etrafa bakmaya başlamıştım ki yumuşak bir el omzuma dokundu.. Döndüm.. Yüzü iyice kırışmış bir yaşlı hanımefendi bana gülümseyerek bakıyordu... "Ben Rose" dedi... "Benim adım Rose yakışıklı... 87 yaşındayım. Madem tanıştık seni kucaklayabilir miyim?." Güldüm.. "Tabii" dedim.. "Hadi sarıl bana.." Öyle sımsıkı sarıldı ki... "Bu kadar genç ve masum yaşta üniversiteye niye geldin?" diye şaka yaptım... Minik bir kahkaha ile yanıtladı: "Buraya zengin bir koca bulmaya geldim. Evlenip birkaç çocuk doğuracağım. Sonra emekli olup dünya turuna çıkacağım.." Dersten sonra kantine gidip, birer sütlü çikolata içtik. Hemen arkadaş olmuştuk. Ertesi gün ve ertesi üç ay sınıftan hep birlikte çıktık ve hep kantinde lafladık.. Öyle akıllı ve öyle deneyimliydi ki onu dinlemekle, derslerden daha çok şey öğrendiğimi hissediyordum. Sömestr boyunca Rose kampusun ilahesi oldu. Nereye gitse etrafı çevriliyor, çok çabuk arkadaş ediniyordu. İyi giyinmeyi seviyor, diğer öğrencilerin ilgisini çekmeye bayılıyordu. Rose hayatını yaşıyordu.. Hepimizden daha canlı, daha dolu yaşıyordu.. Sömestre sonunda, Futbol Balosu'na davet ettik Rose'u, konuşma yapması için... Orada bize verdiği dersi unutmama imkan yok... Konuşmasını önceden hazırlamış ve bir yığın karta kocaman kocaman yazmıştı. Elinde bu deste ile kürsüye yürürken, kartları elinden düşürdü. Konuşma darmadağın olmuştu. Şaşkın, biraz da utanmış mikrofona doğru eğildi... "Ne kadar beceriksizim, değil mi? Özür dilerim... Buraya gelmeden önce heyecanım yatışsın diye bir duble viski attırdım. Sonucu görüyorsunuz.. Şimdi bu kartları toplasam bile onları yeniden sıraya koymam mümkün değil... Onun için en iyisi ben size aklımda kalanları söyleyeyim, olur mu?" Biz kahkahalarla gülerken, o bardaktan bir yudum su aldı ve konuşmasına başladı: "Yaşlandığımız için, eğlenmekten, oynamaktan, yaşamaktan vazgeçmeyiz.. Eğlenmek, oynamak ve yaşamaktan vazgeçtiğimiz için yaşlanırız. Genç kalmanın, mutlu olmanın ve başarıya ulaşmanın sadece dört sırrı vardır: Her gün gülmek ve yaşama katacak mizah bulmak... Bir rüyanız olmalı mutlaka... Rüyalarınızı kaybettiniz mi, ölürsünüz. Etrafımızda dolaşan pek çok kişi aslında ölü ve bundan kendilerinin bile haberi yok... Yaşlanmakla, büyümek arasında çok büyük bir fark vardır… Eğer 19 yaşındaysanız ve bir yıl hiç bir şey yapmadan, hiç bir şey üretmeden bir yıl sırtüstü yatarsanız, sadece bir yaş yaşlanır, 20 olursunuz... Ben 87 yaşındayım ve ben de bir yıl hiç bir şey yapmadan, hiç bir şey üretmeden sırtüstü yatarsam, 88 yaşımda olurum. Herkes bir yılda bir yaş yaşlanır. Bunun için özel bir yetenek yada bilgiye ihtiyaç yoktur. Oysa bir yaş daha büyümek için, mutlak bir şeyler yapmak, üretmek, kendini geliştirecek fırsatları bulmak ve kullanmak gerekir. Asla pişman olmayın... Biz yaşlılar, genelde yaptıklarımızdan değil, yapmadıklarımızdan pişman oluruz çünkü.. Ölümden korkan insanlar, pişman olanlardır... Pişman olmaktan korktukları için hiçbir şey yapmayanlardır..." Ders yılı sonunda Rose yıllarca önce başlayıp, yaşam mücadelesi içinde ara vermek zorunda kaldığı üniversiteyi derece ile bitirdi... Mezuniyet töreninden bir hafta sonra, uykusunda, huzur içinde öldü. Cenaze törenine iki binden fazla üniversite öğrencisi katıldı. "Yapabileceğimiz her şeyi yapmak için asla geç olmayacağını" hepimize, hem de nasıl öğreten bu muhteşem kadının anısına layık bir törendi bu... Rose'un öğretisi aslında dünyanın bütün üniversitelerinde zorunlu ders olmalıydı: "Çok geç diye bir zaman yoktur!.." | |
| | |
Bu yazıyı burda paylaş :
1 sayfadaki 1 sayfası | Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
Paz Mayıs 03, 2009 9:06 am heval